Thorstein Veblen'in 'Gösterişçi Tüketim' kavramına kısa bir bakış

 Amerikan Sosyolog Thorstein Bunde Veblen'in Gösterişçi Tüketim kavramına kısa bir bakış



Tüketimi, üretilen nesne ve malların İnsanların ihtiyaçları doğrultusunda kullanılması olarak tanımlayabiliriz. 

Gösterişçi tüketim; Amerikan Sosyolog Thorstein Bunde Veblen'in (D:1857- Ö:1929, Aylak Sınıfı Teorisi eserinde üzerinde durduğu, Aylak olarak adlandırdığı sermayeci toplumun tüketimini gösteriş amacıyla yaptığını iddia ettiği kuramdır. Veblen’e göre tüketim toplumunun tüketim yapmalarındaki en büyük nedenlerden biri gösteriş yapmak istemeleridir. Gösterişçi tüketim Veblen’in sınıfsal ayrımına göre Özel mülkiyetin başladığı Barbar Ekonomisi döneminde ortaya çıkmış insanların saygınlıkları için kullandıkları bir araç haline gelmiştir. Veblen bu dönemi fetihçi devletlerin sömürü ile birlikte kazandıkları özel mülkiyet dönemi olarak açıklar. Yani buradan anlıyoruz ki gösterişçi tüketimin temelini oluşturan şey Veblen’e göre özel mülkiyet kavramıdır. Toplumda oluşan toplumsal sınıflar ekonomiden kaynaklanır düşüncesine sahip olan Veblen Gösterişçi tüketim olgusunu üst sınıf ve üst sınıfa benzemek için tüketimlerini üst sınıfmış gibi yapan diğer sınıflar olarak nitelendirir. Modern toplumlarda insanlar büyük bir rekabet içerisindedirler. Bu rekabet modern insanların tüketimlerini sergilemeleri ile kültüre bir yol verir. Onlar için Tüketilen ürünler, nesneler toplumda saygı, prestij ve statü göstergesidir. Veblen bu düşünce ile istenilen saygının kazanılma yolunun tüketimler olduğunu ileri sürüyor. Yani bireyin tüketimleri bulunduğu sınıf konumunun üzerindeki sınıf tüketimlerine benzedikçe bireyin saygınlığı, dolayısıyla özsaygısı paralel olarak artmış oluyor.  Yani Veblen’e göre gösterişçi tüketim; modern toplumdaki rekabetin bireyler arasındaki saygınlık, prestij ve statü yarışında kullanılan bir araçtır.


Ek olarak Modern toplumda; Veblen’in ileri sürdüğü özsaygının, diğer insanların birey hakkındaki düşünceleri tarafından oluşturulduğu saygınlık ve statü ile ilgili Weberin de statü tanımı uyuşmaktadır. Weber; statüyü, bireylerin başkalarının gözündeki saygınlık olarak tanımlamıştır. Veblen ise insanların özsaygısının diğer insanların onlar ile ilgili düşüncelerine, onlara duydukları saygıya göre şekillendiğini ileri sürmüştür.

Yaşadığımız toplumda gösterişçi tüketim kalıpları oldukça yaygındır. Bu gösterişçi tüketim durumu alt sınıf üst sınıf olarak ayrıldığı gibi Popülariteye göre de ayrılabilme özelliği gösterir. İnsanlar belirli marka eşyalar kullanarak ya da halk tarafından üst sınıflara atfedilmiş mekanlara gidip, onların kullandığı marka ürünler kullanarak Veblen’in ileri sürdüğü gibi bulundukları sınıftan değil de üst sınıftanmış gibi görülmeye çalıştıkları; saygınlık, statü, prestij kazanma çabasına girdiklerini söyleyebiliriz. Mesela orta gelirli yaşayan bir aile de simgesel olarak üst sınıfları sembolize eden telefon, araba, ev eşyası, kıyafet ürünleri gibi markaları kullanan insanları etrafta görürüz. Örneğin en basitinde Apple marka telefonların son çıkan sürümleri, fiyatları baz alındığında orta gelirli bir ailenin kolayca ulaşabileceği bir ürün olmamasına karşın, toplumda Apple Markasına atfedilen statü yüzünden bireyler bu telefonu almak için çabalarlar. Sıradan kafeler yerine statü göstergesi olan Starbucks'a gidilmesi gibi. Ya da insanlar Porsche’yi Ford araba markasına tercih edebilirler. Arabaların tümü ulaşımı sağlarken, telefonların hepsi en ucuzundan en pahalısına kadar iletişimi sağlarken toplum üyeleri markalara yüklenilen anlamlardan ötürü ürünün işlevselliği göz ardı edilerek statü göstergesi olan bu markalara yönelmektedirler. Modern toplumlarda tüketim, gösteriş için yani bireylerin kendi zihinlerinde birbirleriyle girdikleri rekabetin simgesinin yansımasıdır.  


Ayşe Kudal

-------------------------







Yorumlar

Yorum Gönder